Son Güncelleme Tarihi 10.04.2010
 
NİSAN 2010-SAYI 98

 

Makale:

 

Uluslararası Belgelerde Sendikal Fesih ve Sendika Özgürlüğüne İlişkin Hükümler

Yrd. Doç. Dr. Ahmet TERZİOĞLU*

 

ÖZET

            İşçilerin sendikal özgürlüğü ve sendikal nedenle yapılan feshe karşı koruyan düzenlemeleri ulusal yasalarda  görmemiz mümkündür fakat bu yöndeki düzenlemelere sadece ulusal yasalarda rastlanmaz. Nitekim işçilerin sendika üyeliği ve sendika kurma hakları, birçok uluslararası belge ve sözleşmelerde yer almaktadır. Bu çalışmamızda aynı zamanda ülkemizde yürürlükte bulunan sendikal özgürlüklere ilişkin hükümlerin de dayanağını oluşturan uluslar arası belgelerdeki sendikal özgürlüklere ilişkin hükümleri ele aldık. Amacımız, ülkemizde uygulanan sendikal hükümlerin uluslar arası alanda dayanaklarını göstermek ve sendikal özgürlüklerin gelişimini ortaya koymaktır.

 

Anahtar Kelimeler: Sendika, Sendikal Özgürlük, Fesih, Uluslar arası Belgeler

 

 


 Giriş

İşçilerin sendikal özgürlüğü ve sendikal nedenle yapılan feshe karşı koruyan düzenlemeleri ulusal yasalarda  görmemiz mümkündür fakat bu yöndeki düzenlemelere sadece ulusal yasalarda rastlanmaz. Nitekim işçilerin sendika üyeliği ve sendika kurma hakları, birçok uluslararası belge ve sözleşmelerde yer almaktadır. Bunlardan; 1961 tarihli Avrupa Sosyal Şartı, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün sözleşmeleri içinde, 1951 tarihli Örgütlenme ve Toplu Görüşme Hakkı Prensiplerinin Uygulanması Hakkında 98 Sayılı Sözleşme, 1971 tarihli İşletmede İşçi Temsilcilerinin Korunması ve Onlara Sağlanacak Kolaylıklar Hakkında 135 Sayılı Sözleşme, 1978 tarihli Kamu Hizmetinde Örgütlenme Hakkının Korunması ve İstihdam Koşullarının Belirlenmesi Yöntemleri Hakkında 151 Sayılı Sözleşme, 1982 tarihli Hizmet İlişkisine İşveren Tarafından Son Verilmesi Hakkında 158 Sayılı Sözleşme, 1989 tarihli Çalışanların Temel Sosyal Haklarına İlişkin Topluluk Şartı, 1950 tarihli Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, 1966 tarihli Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası sözleşme ile İnsan Hakları Evrensel Bildirgesini sendika özgürlüğüne ilişkin düzenlemeler içeren uluslararası belgeler olarak gösterebiliriz. Bu çalışmada çeşitli uluslar arası belgelerdeki sendikal feshe ilişkin düzenlemeleri inceleyeceğiz.

A- Avrupa Sosyal Şartı

Avrupa Sosyal Şartı, 18 Ekim 1961 tarihinde İtalya’nın Torino kentinde imzalanmış 26.02.1965 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Avrupa Sosyal Şartı Türkiye tarafından uzun bir süre sonra 16 Haziran 1989 tarihinde imzalanmıştır[1]. Avrupa Sosyal Şartının konumuzla ilgili maddeleri 1, 5 ve 6 ncı maddeleridir. Şartın giriş kısmında “hiçbir ırk, renk, cinsiyet, din, siyasal görüş, ulusal soy veya sosyal köken ayrımı gözetmeksizin sosyal haklardan yararlanma hakkının sağlanması gerektiğini göz önüne alarak; uygun kuruluş ve faaliyetlerle kent ve kırsal nüfusun yaşam düzeyini geliştirmek ve sosyal refahını yükseltmek için her türlü ortak çabada bulunmak...” şeklindeki hüküm genel anlamda sosyal hakların gelişimi ve bunun sağlanması için uygun kuruluşlar kurulmasını öngörmektedir.

Avrupa Sosyal Şartının 1 inci maddesi çalışma hakkını düzenlemekte; çalışma hakkının etkin bir biçimde kullanılmasını sağlamak üzere âkit taraflara yükümlülükler yüklemektedir. Avrupa Sosyal Şartı md.1/b.2 “Çalışanların özgürce edindikleri bir işle yaşamlarını sağlama haklarını etkin bir biçimde korumayı öngörmektedir. Bu etkin korumanın içinde sendikal örgütlenmenin ve yaşamlarını devam için çalışmanın da etkin bir biçimde korunması öngörülmektedir. Hiç şüphesiz çalışma hakkının etkin korunması gereği; işverenin iş sözleşmesini haklı nedenle fesih hakkını ortadan kaldırmayacak, sadece keyfi fesihleri önleyici bir işlevi olacaktır[2]. Dolayısıyla 1 inci maddenin etkin koruma yükümü, iş sözleşmelerinin sendikal nedenle feshedilmesinde, işçi açısından koruyucu özellik taşımaktadır.

Avrupa Sosyal Şartı’nın, 1961 yılında imzalanıp ancak Türkiye tarafından 28 yıl sonra onaylanmış olması sendikalaşma ve toplu pazarlık gibi örgütlenme alanında çok önemli iki maddeye çekince koyması ülkemizde örgütlenme özgürlüğünün Avrupa düzeyine çıkamayışının göstergesi olarak görülmüştür[3].

Avrupa Sosyal Şartı’nın örgütlenme hakkı başlığını taşıyan 5 inci maddesinde “Akit taraflar çalışanların ve çalıştırılanların ekonomik ve sosyal çıkarlarını korumak için yerel, ulusal ve uluslararası örgütler kurma ve bu örgütlere üye olma özgürlüğünü sağlamak veya geliştirmek amacıyla ulusal mevzuatın bu özgürlüğü zedelemesine veya zedeleyici biçimde uygulanmasını önlemeyi taahhüt ederler…” anlatımı, işçilerin örgüt kurma ve bu örgütlere üye olma özgürlüğü ve bu özgürlüğün zedelenmesini önlemek amacıyla korunma talebi sendikal faaliyetler nedeniyle feshe karşı işçinin korunmasını içermektedir[4].

Böylelikle, Sosyal Şartın Çalışma Hakkı ve Örgütlenme Hakkını düzenleyen 1 inci ve 5 inci maddeleri çalışanların etkin korunması ve örgütlenme hakkını koruması bakımından işçilerin iş sözleşmelerinin sendikal nedenle feshedilmesinin önlenmesi için gerekli önlemlerin alınması ve gerekli yasaların çıkarılmasının önemini ortaya koymaktadır.

1961 tarihli Avrupa Sosyal Şartı’nın yerini almak üzere, Avrupa Konseyi tarafından 1996 tarihinde kabul edilen ve Türkiye tarafından 06.10.2004 tarihinde imzalanan “(Gözden Geçirilmiş) Avrupa Sosyal Şartı” bir beyan ile birlikte onaylanmasına dair 5547 sayılı kanun 27.09.2006 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edildi.[5] Şartın 24 üncü ve 28 inci maddeleri konumuzla ilgilidir. Nitekim, iş sözleşmesinin sona erdiği durumlarda korunma hakkı başlığını taşıyan 24 üncü maddenin a bendinde “tüm çalışanların yetenekleri ya da davranışlarıyla bağlantılı olarak ya da işletmenin, kuruluşun ya da hizmetin işleyişinin gereklerine dayanarak, iş sözleşmelerinin geçerli nedenler olmaksızın sona erdirilemeyeceği”, b bendinde “iş sözleşmeleri geçerli bir neden olmaksızın sona erdirilen çalışanların yeterli tazminat ya da diğer uygun yardımlar alma hakkını ve bu amaçla âkit taraflar iş sözleşmesinin geçerli bir neden olmaksızın sona erdirildiğini düşünen çalışanın bağımsız bir organa başvuru hakkını güvence altına almayı taahhüt ederler.” demektedir. 28 inci madde ise işçi temsilcilerinin etkinlik veya statüsü nedeniyle kovulmalarını önlemek, görevlerini derhal ve etkili bir biçimde yerine getirmelerini sağlamak üzere gerekli imkânların sağlanmasını öngörmektedir. Görüldüğü üzere, 24 üncü madde genel olarak işçiyi feshe karşı koruma; 28 inci madde ise işçi temsilcilerinin örgütsel faaliyetlerden ötürü korunmasını sağlamayı düzenlemektedir.

B- ILO Sözleşmeleri

1- 98 Sayılı ILO Sözleşmesi

Örgütlenme ve Toplu Görüşme Hakkı Prensiplerinin Uygulanması  Hakkında 98 Sayılı Uluslararası Çalışma Sözleşmesi; Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından 1 Temmuz 1949’da kabul edilmiş, 18 Temmuz 1951’de yürürlüğe girmiştir. Sözleşme Türkiye tarafından 8 Ağustos 1951 tarihinde 5834 sayılı kanunla onaylanmıştır[6]. Bu sözleşme, 87 sayılı Sözleşmenin tamamlayıcısı niteliğinde olup sendika ile toplu pazarlık hakkının işverenlere karşı korunmasını sağlama amacını gütmektedir[7]. 98 sayılı Sözleşme sendika özgürlüğünün zedelenmesine yönelik olarak işverenlerden gelecek olumsuz hareketlere karşı işçiyi koruma yönünden önemli bir sözleşmedir[8]. Ayrıca sözleşme, işçilerin işe alınmalarında sendikalı olup olmadıkları yönünden ayrıma tabi tutulmalarını önleme amacı taşımaktadır[9]. Sözleşmenin özellikle 1 inci maddesi, konumuz açısından önem taşımaktadır. 1 inci maddede işçilerin sendika hürriyetlerinin her türlü ayrımcılığa karşı tam bir korumadan yararlanacağı belirtilmiş bu korumanın;

2-a: Bir işçinin çalıştırılmasını bir sendikaya girmemesi veya bir sendikadan çıkması şartına bağlı tutmak;

2-b: İşçinin sendika üyeliği veya çalışma saatleri dışında ya da işverenin onayıyla çalışma saatlerinde sendikal faaliyetlere katılmasından ötürü bir işçiyi işten çıkarmak veya başka suretle ona zarar vermeye yönelik hareketlere ilişkin hususlarda uygulanacaktır. Sözleşmenin bu maddesi işçiyi sendikalı olması veya sendikal faaliyetleri dolayısıyla işten çıkarılmasına engel olmak yönünden işverene karşı korumaktadır.

2- 135 Sayılı ILO Sözleşmesi

İşverenin fesih baskısı altında bulunan en büyük kesim, işyeri sendika temsilcileridir. Bu kişiler, görevleri gereği sendikal faaliyetlerde bulunmakta ve bu yüzden işverenle karşı karşıya gelmekte ve bunun sonucu olarak da daha fazla fesih baskısına maruz kalmaktadır[10]. İşyeri sendika temsilcileri açısından önemli olan “İşletmelerde İşçi Temsilcilerinin Korunması ve Onlara Sağlanacak Kolaylıklar Hakkında 135 Sayılı Uluslararası Çalışma Sözleşmesi”[11], Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından 23 Haziran 1971 tarihinde kabul edilmesine rağmen Türkiye tarafından 25.11.1992’de onaylanmıştır[12].

Sözleşmenin 1. maddesinde işçi temsilcilerinin sendika üyeliği ve sendikal faaliyetlere katılmalarından ötürü “işten çıkarma dâhil” her türlü işleme karşı etkin bir korumadan bahsedilmektedir. Böylelikle, 135 sayılı Sözleşmenin işçi temsilcilerini iş sözleşmelerinin sendikal nedenle feshedilmesi açısından işverene karşı koruma amacı taşıdığını söyleyebiliriz.

3- 151 Sayılı ILO Sözleşmesi

            “Kamu Hizmetinde Örgütlenme Hakkının Korunması ve İstihdam Koşullarının Belirlenmesi Yöntemleri Hakkında 151 Sayılı Uluslararası Çalışma Sözleşmesi”,[13] Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından 27 Haziran 1978 tarihinde kabul edilmiştir. Sözleşme Türkiye tarafından 25.11.1992 tarih ve 3848 sayılı Kanunla uygun bulunmuş[14] ve 8.1.1993’te Bakanlar Kurulu tarafından 93/3967 sayılı kararla[15] onaylanmıştır. 151 sayılı Sözleşme kamu çalışanlarının örgütlenmesi ve çalışma koşullarının belirlenmesini amaçlamakta dolayısıyla 87 ve 98 sayılı sözleşmelerle de bağlantısı bulunmaktadır[16].

 151 sayılı Sözleşmenin 1 inci maddesi bu sözleşmenin kamu makamlarınca çalıştırılan herkesi kapsadığını belirtmektedir. 2 inci madde kamu görevlisi deyimini, 3 üncü madde ise kamu görevlileri örgütünü tanımlamaktadır. Sözleşmenin 4 üncü maddesi ise, kamu görevlilerinin çalıştırılmaları konusunda sendikalaşma özgürlüğüne halel getirecek her türlü ayrımcılığa karşı yeterli korumadan yararlanmalarını düzenlemiştir. (m.4/1). Maddenin devamında bu korumanın kamu görevlilerinin çalıştırılmalarını, bir kamu görevlisi örgütüne katılmama veya üyelikten ayrılma koşuluna bağlamak (m.4/2-a), bir kamu görevlisine bir kamu görevlileri örgütü üyeliği veya böyle bir örgütün normal faaliyetlerine katılması nedenleriyle işten çıkarmak veya ona zarar vermek (m.4/2-b) diyerek 2 nci bölüm başlığı olan örgütlenme hakkının korunması kavramının içeriğini ortaya koymaktadır.

151 sayılı Sözleşmenin 4/2-b bendinde açıkça kamu görevlileri sendika üyeliği veya sendikal faaliyeti dolayısıyla maruz kalacağı fesih tehdidine karşı korunmaktadır. Sonuç olarak 4 üncü maddede bir kamu görevlisinin çalıştırılmasını bir örgüte katılma veya ayrılma şartına tabi tutma, onun böyle bir örgüte ya da faaliyetlerine katılması sebebiyle iş sözleşmesinin feshi ayrımcılık sayılmıştır[17]. Kamu çalışanlarına bireysel ve örgütsel koruma sağlayan 151 sayılı Sözleşmenin ikinci bölümündeki düzenlemeler 98 sayılı Sözleşmenin 1 ve 2 nci maddesindeki hükümlerle aynı doğrultudadır.           

4- 158 Sayılı ILO Sözleşmesi

Uluslararası Çalışma Örgütü Genel Konferansı Uluslararası Çalışma Bürosu Yönetim Kurulunca 2 Haziran 1982 tarihinde Cenevre’de toplanıp düzenlediği 68. oturumun sonunda 22 Haziran 1982 tarihinde “Hizmet İlişkisine İşveren Tarafından Son Verilmesi Hakkında 158 Sayılı Uluslararası Çalışma Sözleşmesi” kabul edilmiştir[18]. Sözleşme, Türkiye tarafından 09.06.1994 tarih ve 3999 sayılı Kanunla onaylanmıştır[19]. 158 sayılı ILO Sözleşmesi iş güvencesini konu edinmekte ve bu yönde ölçütleri ortaya koymaktadır. İşçilerin işten çıkarılması durumunda onların korunmasını amaçlamaktadır[20]. Feshe karşı koruma, sosyal ve ekonomik sonuçları bakımından karşı çıkılamayacak bir kavramdır Bunun yanında feshe karşı koruyucu hükümlerin amacı, keyfi fesihlerin önüne geçilmesini mutlak bir şekilde sağlamaktır.[21]

158 sayılı Sözleşme genel olarak işçiyi feshe karşı korumanın yanında sendikal nedenlerle feshe karşı korumaya ilişkin hükümlere de yer vermektedir. Sözleşme özellikle iş ilişkisinin sona ermesine ilişkin olması sebebiyle konumuz açısından önem taşımaktadır. Sözleşmenin 4 üncü maddesinde “işçinin kapasitesine veya işin yürütümüne veya işyeri gereklerine dayalı geçerli bir son verme nedeni olmadıkça hizmet ilişkisine son verilemez.” ve 5 inci maddede ise, iş sözleşmesine son vermek için geçerli bir neden oluşturmayacak durumlar sayılmıştır:

a. sendika üyeliği veya çalışma saatleri dışında veya işverenin rızasıyla çalışma saatlerinde sendikal faaliyetlere katılma,

b. İşçi temsilciliği yapmış olmak, yapmak veya işçi temsilciliğine talip olmak. Görüldüğü üzere 5 inci maddenin a ve b bentleri işçileri sendikal feshe karşı sendikal faaliyetlere katılma ve işçi temsilciliği yapma yönünden korumaktadır.

Sözleşmenin 7 ve 8 inci maddelerinde iş sözleşmesine son verme usulleri ve itiraz hakkı anlatılırken; 9 uncu maddenin 2 inci bendi, ispat yükünü işverene yüklemiştir. Sözleşmenin 10 uncu maddesi iş ilişkisine son verme işleminin haksız bulunması halinde verilecek kararları düzenlemiştir: “Bu sözleşmenin 8 inci maddesinde belirtilen merciler son verme işlemini haksız bulurlarsa ve son verme işlemini iptale ve/veya işçinin işe iadesini öngörmeye ya da önermeye ulusal mevzuat ve uygulamalara göre yetkili değillerse veya bunları uygulanabilir bulmazlarsa yeterli bir tazminat veya uygun kabul edilen bir telafi biçimini kararlaştırmaya yetkili kılınacaklardır.”

158 sayılı Sözleşme, iş ilişkisinin sona ermesinin yanında, sona ermenin etkisini azaltacak hükümlere de yer vermiştir. Sözleşmenin 12 inci maddesi “Kıdem Tazminatı ve Gelirin Korunmasına İlişkin Diğer Şekiller” başlığı altında iş ilişkisine son verilen işçinin ulusal mevzuat ve uygulama ışığında kıdem tazminatı, işsizlik sigortası veya yaşlılık, malullük gibi sosyal güvenlik türleri veya bunların birleşiminden faydalanacağını düzenlemiştir.

C- Avrupa Birliği Mevzuatında

Çalışanların Temel Sosyal Haklarına İlişkin Topluluk Şartı, Avrupa Konseyi’nin 8–9 Aralık 1989’da Strasbourg’da yaptığı toplantıda kabul edilmiştir. Şartın ilk bölümü “Çalışanların Temel Sosyal Hakları”, ikinci bölümü “Şartın Uygulanması” başlığını taşımaktadır[22]. Şartın 11–14 maddelerinde “Örgütlenme Özgürlüğü ve Toplu Pazarlık” alt başlığı altında sendikal özgürlük ile ilgili düzenlemeler yer almaktadır.

Çalışanların Temel Sosyal Haklarına İlişkin Topluluk Şartının 11. maddesinde çalışanların örgüt kurma özgürlüğü düzenlenmiştir. 12 inci madde toplu sözleşme yapma hakkını, 13 üncü maddede ise grev dâhil toplu mücadele hakkı ve iş uyuşmazlıklarının barışçı yollardan çözümü ortaya konmuştur. Konumuz ile ilgili olan 11 inci maddede : “Avrupa Topluluğu işverenleri ve çalışanları, ekonomik ve sosyal menfaatlerini savunmak amacıyla istedikleri mesleki veya sendikal örgütleri kurmak için serbestçe bir araya gelme hakkına sahiptirler. Her işçi ve işveren, mesleki ya da kişisel zarara maruz kalmaksızın bu örgütlere üye olma ya da olmama özgürlüğüne sahiptirler.” düzenlemesi mevcuttur.

Türkiye için hukuki bağlayıcılığı olmayan Çalışanların Temel Sosyal Hakları Şartı; içeriği açısından önemli bir yenilik getirmemekle birlikte amaçlanan hedeflere daha kolay ulaşma yolunda bir öneme sahiptir. Şartın bağlayıcı olabilmesi Komisyonun hazırlayıp sunacağı programa bağlıdır[23].                                             

D- Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi

            Avrupa Konseyine üye devletler tarafından 4.10.1950 tarihinde Roma’da imzalanıp 3 Eylül 1953 tarihinde yürürlüğe giren bu belgenin asıl adı “İnsan Haklarının ve Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Sözleşme”dir. Sözleşme, Türkiye tarafından 10 Mart 1954’te 6366 sayılı yasayla onaylanmıştır.[24]

            Bu belgenin “Dernek Kurma ve Toplantı Özgürlüğü” başlıklı 11 nci maddesinin 1 nci fıkrası şöyledir: “Her şahıs, asayişi ihlal etmeyen toplantılara katılmak ve başkalarıyla birlikte sendikalar tesis etmek ve kendi menfaatlerini korumak üzere sendikalara girmek dâhil olmak üzere; dernek kurmak hakkını haizdir.” Görüldüğü gibi dernek kurmak hakkı, sendika hakkını içerecek biçimde düzenlenmiştir. Bu durum, sendika hakkının klasik temel hak ve özgürlükler çerçevesinde kabul edilip yorumlanmasına yol açmıştır.[25]

E- BM Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi

            1966 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda kabul edilip 1976 yılında yürürlüğe giren bu sözleşme Türkiye tarafından 10.07.2003 tarihinde onaylanmıştır.[26] Sözleşmenin sendikal haklara ilişkin 8 nci maddesi sendikal hak ve özgürlüklere ilişkindir. 8/1.a maddesi herkesin ekonomik ve sosyal çıkarlarını koruması için sendika kurma ve dilediği sendikaya girme hakkından söz etmektedir. Maddenin devamında bu hakkın ancak ulusal güvenlik ve kamu düzeni yararı ya da başkalarının özgürlüklerini koruma amacıyla sınırlanabileceği yazılı bulunmaktadır.

            Sözleşmenin 8/1.c maddesinde sendikaların faaliyetlerinin hangi şartlarda sınırlanabileceği, 8/3 hükmünde ise bu maddenin, 87 sayılı İLO sözleşmesine taraf devletlere sözleşmede öngörülen güvencelere zarar verici yasal hüküm koyma yetkisi vermediğini açıkça belirtilmiştir.

F- İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi

            Sendika özgürlüğü, insan hakları ile çok yakından ilgili olan bir kavramdır. İnsan hakları veya temel hak ve özgürlükler sendika özgürlüğü olmadan düşünülemez.[27] İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi bütün insanlar ve dünya devletleri için ortak değerler saptarken 20 nci maddesinde sendika özgürlüğüne dayanak oluşturacak toplanma ve dernek kurma hakkını da düzenlemiştir. Nitekim, Bildirgenin 20 nci maddesinde “Her insan barışçı amaçlarla toplanma ve bir örgüt kurma veya kurulmuş bir örgüte katılma hakkına sahip olduğunu ayrıca hiç kimsenin bir örgüte üye olmaya zorlanamayacağı” belirtilmiştir.

 

SONUÇ

            Birçok uluslar arası sözleşmede sendikal özgürlüklere yönelik koruyucu hüküm bulunduğunu yapılan incelemelerde görebilmekteyiz. Bu hükümler arasında sendika üyeliğinin yanında sendikal örgütlenmeyi amaçlayan hükümler de bulunmaktadır. Sendika üyeliği, sendikaların kurulması ve örgütlenmesine ilişkin hükümlerin önemi yanında sendika üyeliği nedeniyle işçinin sözleşmesinin feshine yönelik koruyucu hükümlerin önemi de yadsınamaz bir gerçektir. Ülkemizde de çoğunlukla bu sözleşmelere uygun düzenlemeler yapıldığını görebilmekteyiz. Tüm bu hükümlere rağmen işçinin sendikal özgürlüğünü rahatlıkla kullanabildiği söylenemeyecektir. Bu sebeple özellikle işçinin sözleşmesinin sendikal nedenle feshine engel teşkil edecek işveren açısından caydırıcı hükümlerin ortaya konması yararlı olacaktır.

 

KAYNAKÇA

Centel, Tankut :                     “Avrupa Sosyal Şartı Karşısında Çalışma, Adil Çalışma

                                               Koşulları ile Adil Ücret Hakları ve Türkiye”, İHD, C.2, S.2,

1992, 106.

Centel, Tankut :                     Türkiye’nin Onayladığı ILO Sözleşmeleri, MESS Yayını,

                                               İstanbul 2004, 275–282.

 

Centel, Tankut :                     “Türkiye’de Feshe Karşı Korumanın Ekonomik ve Sosyal

                                               Sonuçları”, Almanya’da ve Türkiye’de İşçinin Feshe Karşı                                            Korunması Semineri, 3-4 Nisan 1997,Alkım Yayınevi,

                                               İstanbul, 168.

 

 

Çiçekli Bülent (çev.):             Avrupa Sosyal Şartı Temel Rehber, Ankara 2001, 23. 

 

 

Güzel / Gökçeoğlu :               “Çalışanların Temel Sosyal Hakkı, Topluluk Şartı”, Çimento

                                               İşveren, Eylül 1992, C.6, S.5, 3.

 

Güzel,             Ali :                             “Çalışanların Temel Sosyal Hakları Topluluk Şartı” Çimento

                                               İşveren, Mayıs 1992, C.6, S.3, 21–22

 

Kutal,  Metin :                                    “Avrupa Sosyal Şartı ve Türkiye’nin Onayı”, İktisat ve Maliye

                                               Dergisi, C.36, S.12, Aralık 1989, 34.

 

Kutal, Metin :                                    “151 sayılı ILO Sözleşmesi ve Türkiye’nin Uyumu”,

                                               20.Kuruluş Yılı Kutlama Semineri, ILO Normları ve Türk

                                               İş Hukuku, Ankara 1997, 56.

 

Sur, Melda :                           İş Hukukunun Uluslararası Kaynakları, İzmir 1995, 24.

 

Sümer, Haluk Hadi                İşçinin Sendikal Nedenle Feshe Karşı Korunması, Konya

                                               1997, 19.

 

Tuncay, Can :                         “87 Sayılı ILO Sözleşmeleri ve Türkiye’nin Uyumu”, ILO

                                               Normları ve Türkİş Hukuku, İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik

Hukuku Türk Milli Komitesi, Ankara 1997, 77.

           

Tuncay, Can :                         İşçi Sendikası Üyeliğinin Kazanılması ve Sona Ermesi,

                                               Fakülteler Matbaası, İstanbul 1975, 57.

 

Tuncay, Can :                         “Türkiye’nin Onayladığı Sendika Özgürlüğüne İlişkin Son

                                               Sözleşmeler ve Bunlara Uyumu”, Halid Kemal ELBİR’e

                                               Armağan, İstanbul,  1996, 529.

 

 

Ulucan, Devrim :                    “158 sayılı ILO Sözleşmesi ve Türkiye’nin Uyumu”, ILO

                                               Normları ve Türk İş Hukuku, Ankara 1997, 160

 

Ünsal, Engin                          Sendika Özgürlüğü ve Uluslararası Çalışma Örgütü ile

                                               Türkiye Cumhuriyeti Hükümetleri İlişkileri, İstanbul, 2003,

                                               16                             

 

Yürekli, Sabahattin :              İşyeri Sendika Temsilciliği ve Güvencesi, İstanbul 2004, 51



*              Harran Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Kamu Yönetimi Bölümü/Şanlıurfa, a.terzioglu@yahoo.com.tr

[1]             RG. 14.10.1989, 20312. Karar metni için bkz.: MHB, Yıl:22, Sayı:1, İstanbul 2002, 127.

[2]             Tankut Centel, “Avrupa Sosyal Şartı Karşısında Çalışma, Adil Çalışma Koşulları ile Adil

Ücret Hakları ve Türkiye”, İHD, C.2, S.2, 1992, 106.

[3]             Metin Kutal, “Avrupa Sosyal Şartı ve Türkiye’nin Onayı”, İktisat ve Maliye Dergisi, C.36,

S.12, Aralık 1989, 34.

[4]             Bülent Çiçekli (çev.), Avrupa Sosyal Şartı Temel Rehber, Ankara 2001, 23. 

[5]             RG. 03.10.2006, 26308

[6]             RG. 14.8.1951, 7884.  Sözleşme metni için bkz. Tankut Centel, Türkiye’nin Onayladığı

ILO Sözleşmeleri, MESS Yayını, İstanbul 2004, 275–282

[7]             Can Tuncay, “87 Sayılı ILO Sözleşmeleri ve Türkiye’nin Uyumu”,  ILO Normları ve Türk

İş Hukuku, İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Türk Milli Komitesi, Ankara 1997, 77.

[8]             Sabahattin Yürekli, İşyeri Sendika Temsilciliği ve Güvencesi, İstanbul 2004, 51.

[9]             Can Tuncay, İşçi Sendikası Üyeliğinin Kazanılması ve Sona Ermesi, Fakülteler Matbaası,

İstanbul 1975, 57.

[10]           Haluk Hadi Sümer, İşçinin Sendikal Nedenle Feshe Karşı Korunması, Konya 1997, 19.

[11]           Sözleşme metni için bkz.: Tankut Centel, Türkiye’nin Onayladığı ILO Sözleşmeleri, MESS,

İstanbul, 2004, 460-465

[12]           Bu sözleşmenin onaylanması 25.11.1992 tarihli ve 3845 sayılı İşletmelerde İşçi

Temsilcilerinin Korunması ve Onlara Sağlanacak Kolaylıklar Hakkında 135 sayılı Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna İlişkin Kanunla (RG., 11.12.1992, 21432 ve uygulanması da 8.1.1993 tarihli ve 93/3967 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla RG., 25.2.1993, 21507) kabul edilmiştir.

[13]           Sözleşme metni için bkz.: Tankut Centel, Türkiye’nin Onayladığı ILO Sözleşmeleri, MESS,         İstanbul, 2004, 504-512

[14]           RG., 11.12.1992, 21432.

[15]           RG., 25.02.1993, 21507.

[16]           Metin Kutal, “151 sayılı ILO Sözleşmesi ve Türkiye’nin Uyumu”, 20.Kuruluş Yılı Kutlama

Semineri, ILO Normları ve Türk İş Hukuku, Ankara 1997, 56.

[17]           Can Tuncay, “Türkiye’nin Onayladığı Sendika Özgürlüğüne İlişkin Son Sözleşmeler ve

Bunlara Uyumu”, Halid Kemal ELBİR’e Armağan, İstanbul,  1996, 529.

[18]           Sözleşme metni için bkz.: Tankut Centel, Türkiye’nin Onayladığı ILO Sözleşmeleri, MESS,         İstanbul, 2004, 124–132.

[19]           RG., 18.6.1994, 21964.

[20]           Devrim Ulucan, “158 sayılı ILO Sözleşmesi ve Türkiye’nin Uyumu”, ILO Normları ve

Türk İş Hukuku, Ankara 1997, 160.

[21]           Tankut Centel, “Türkiye’de Feshe Karşı Korumanın Ekonomik ve Sosyal Sonuçları”,

Almanya’da ve Türkiye’de İşçinin Feshe Karşı Korunması Semineri, 3-4 Nisan 1997,

Alkım Yayınevi, İstanbul, 168

[22]           Metin için bkz. Ali Güzel/Şebnem Gökçeoğlu, “Çalışanların Temel Sosyal Hakkı,

Topluluk Şartı”, Çimento İşveren, Eylül 1992, C.6, S.5, 3.

[23]           Ali Güzel, “Çalışanların Temel Sosyal Hakları Topluluk Şartı” Çimento İşveren, Mayıs

1992, C.6, S.3, 21–22.

[24]           RG.19.03.1954, No.8662.

[25]           Melda Sur, İş Hukukunun Uluslararası Kaynakları, İzmir 1995, 24.

[26]           RG. 11.08.2003, No.25196.

[27]           Engin Ünsal, Sendika Özgürlüğü ve Uluslararası Çalışma Örgütü ile Türkiye

Cumhuriyeti Hükümetleri İlişkileri, İstanbul, 2003, 16