Ýktisadi düþünce, sosyoloji ve din sosyolojisi alanýndaki çalýþmalarýyla tanýnan ünlü Alman düþünür ve sosyolog Max Weber, orjinali Almanca “Die Protestanische Ehtik und der Geist des Kapitalizmus” olan “Protestan Ahlaký ve Kapitalizmin Ruhu” adlý çalýþmasýný 1904–1905 yýllarýnda yazmýþ, eser ilk kez 1905 yýlýnda Archiv für Sozialwissenchaft und Sozialpolitik dergisinin XX. ve XXI. ciltlerinde iki bölüm olarak yayýnlanmýþtýr. Eserde, kapitalist ruhun geliþiminde dinin etkisinin olup olmadýðý ya da ne dereceye kadar etkili olduðu ve kapitalist kültürün hangi yanýnýn buna dayandýrýlabileceði araþtýrýlmaktadýr. Yazarýn temel tezi, Protestan Ahlak anlayýþýnýn kapitalizmin geliþmesini saðlayan ruh olduðudur. Bu anlamda, kapitalizmi deðil, kapitalizmi oluþturan ruhu yani “kapitalist ruh”u incelemiþtir. Diðer yandan da, kapitalizmin yalnýzca Batý Avrupa’da ve orada yer alan inanç ve deðerler sisteminin etkisiyle ortaya çýkmýþ olduðunu ifade etmektedir.

Bu sayýda zaman zaman yaptýðýmýz gibi yine bir kitap tanýtýmý yapacaðýz. Kitabýn yazarý Yeditepe Üniversitesi ÝÝBF Ýþletme Bölümü öðretim üyesi Yrd.Doç.Dr. Murat Erdoðan. Kitabýn adý “TMS-04, SATIÞLAR VE DÝÐER OLAÐAN GELÝRLER”. Bu kitap Nisan 2004’te Kazancý Yayýnlarýndan çýkmýþ bulunmaktadýr.


Tüm dünyada uygulanarak bir benzerlik taþýmaya baþlayan muhasebe biliminin temel kavramlarý, diðer bir deyiþle Genel Kabul Görmüþ Muhasebe Ýlkeleri (Generally Accepted Accounting Principles), ülkemizde tespit edilen Genel Kabul Görmüþ Muhasebe Ýlkeleri (GKGMÝ) çerçevesinde TMS-04, Satýþlar ve Diðer Olaðan Gelirler standardý açýsýndan Gelir Prensibi (Revenue Principle) ve Denklik Prensibi (Matching Principle) olmak üzere iki önemli farklýlýk içermektedir. Gelir Prensibi, Gelirin Oluþumuna ve Denklik Prensibi ise Gelirin Maliyetine yöneliktir. Bu kitap Gelir Prensibi ve Denklik Prensibinden hareketle aþaðýdaki þekilde yapýlandýrýlmýþtýr.

Yazar kitabý öncelikle Enflasyonist Finansmanýn teorik çerçevesinin çizilmesiyle konuyu ele almaya baþlamýþ ve optimal para miktarý teorisinin genel kabul gören görüþleri çerçevesinde enflasyonist bir ortamda aþýrý deðerlenen ve likidite kazanan paranýn hangi durumlarda enflasyonist bir finansmana finansal bir alt yapý oluþturabileceðinin saptamasýna çalýþmýþtýr.
Ülkemizde Enflasyon Vergisi üzerine yapýlan belki de ilk kez bu kadar detaylý bir analitik bir çalýþmanýn varlýðý, Yard. Doç. Dr. A.Niyazi ÖZKER’ kitabýnda ele alýnmýþtýr denebilir. Kitabýn akademik içerik olarak sistem ve yaklaþýmý da bu saptamamý doðrular niteliktedir. Bu açýdan kitabýn birinci bölümü salt bu teorik alt yapýya ayrýlýrken; sonraki ikinci bölümü ise, dünyadaki benzer süreci yaþayan ülkelerin enflasyonist finansman açýsýndan karþýlaþtýrýlmasýný ve enflasyonist finansmanýn ne ölçekte kamusal bir gelir sayýlýp sayýlmamasýna iliþkin bu ilgili ülkeler dýþýnda bir cevap aramaya yönlenmiþtir.

Yard. Doç. Dr. A.Niyazi ÖZKER` yazmýþ olduðu "Sovyetler Birliðinde Çözülme ve Teoriden Kopuþ" isimli kitap, yeniden yapýlanma ve dýþa açýlma politikalarý kapsamýnda Sovyetler Birliðinin yapýsýnýn hangi aþamalardan hangi hedefler doðrultusunda geçtiðinin öz bir anlatýmýný hedeflemekte ve ele aldýðý konularý sadece teoriye dayalý bir sosyolojik saptamanýn da ötesinde ekonomik boyutuyla da birlikte deðerlendirmeyi ön plana çýkartmaktadýr.

Dr. Tekin Memiþ’in Seçkin Yayýnlarý arasýnda 2002 yýlýnda yayýnlanan “Fikri Hukuk Bakýmýndan Ýnternet Ortamýnda Müzik Sunumu” isimli kitabý Türkiye’de bu alanda yapýlan ilk kitap çalýþmasýdýr. Kitabýn ilginç yönü teknoloji ile hukukun kesiþme noktalarýnýn yakalanmýþ olmasýdýr.

Fikri hukuk bakýmýndan korunan haklarýn ihlali tehlikesi, bilgisayar ve internet teknolojilerinin yaygýn olarak kullanýlmaya baþlamasýndan sonra son derece artmýþtýr. Bunun yaný sýra ihlallerin sýnýr ötelerinden yapýlabilmesi, ayrýca büyük teknolojik donanýmlarýn da gerekmemesi kitapta anlatýlan ve çözüm getirilmeye çalýþýlan sorunlarýn büyüklüðünü bir kez daha göstermektedir.

Kitabýn yazarý, önce teknik olarak ortaya çýkan problemleri, özellikle de dünyayý büyük bir müzik kütüphanesine dönüþtüren teknolojik sistemleri belirlemiþ, sýnýflandýrmýþ ve birbirleri ile farklarýný ortaya koymuþtur.

“Mp3” olarak isimlendirilen ve müzik eserlerinin dijital ortamda olduðundan daha küçük hacimler halinde bulundurulmasýna imkan veren teknoloji beraberinde fikri hukuk sorunlarýný da getirmiþtir. Merkezi sisteme dayanan müzik deðiþim programlarý, dünyaca meþhur örneði olan Napster çerçevesinde incelemiþtir. Özellikle Amerika’da yaþanan dava süreci ayrýntýlý bir þekilde anlatýlmýþtýr. Merkezi olmayan sisteme daðanan müzik deðiþim sistemleri de çok bilinen temsilcisi Gnutella etrafýnda ortaya konulmuþtur. Fikri hukuk bakýmýndan deðiþik hukuk sistemlerinin yaklaþýmlarýnýn ayrýntýlý bir þekilde ortaya konulmasý ile eser mukayeseli bir hukuk eseri kimliði kazanmýþtýr. Yazar, karþýlaþtýrmalý bir metod izleyerek sorunlarý ele almasýnýn nedenini “internet ortamýnda yaþanan fikrî hak tecavüzlerinin, sadece bir hukuk sistemi temel alýnarak çözümlenmesi”nin imkansýzlýðý olarak göstermektedir (s.25).