|
|
|
Makaleler / Articles / Aufsätze / Articles |
|
|
|
|
|
|
|
|
Tarihin itici gücü nedir başlıklı bir çalışmada kuşkusuz ki karşılaşılan en büyük mesele, söz konusu sorunun birden fazla yanıtının olmasıdır. Tarihin döngüsü içinde toplumsal, siyasal ve ekonomik koşulların hem çağlar arasında hem de bölgeler arasında büyük farklılıklar göstermiş olması da, bu sorunun cevabının bulunmasının zorluğunu daha açık bir şekilde ortaya koymaktadır.
İlk insanla beraber başlayan “hayatta kalma” güdüsü, beraberinde avcı-toplayıcı bir ilkçağ toplumunu getirdi. Yüzyıllar geçtikçe doğayı kısmen de olsa kontrolü altına almayı başaran insanoğlu “üretim araçlarından en fazla pay alma” güdüsü ile ticareti, ticaret yeni tüketim mallarını, yeni tüketim malları yeni siyasal sistemleri, yeni siyasal sistemler yeni ekonomik sınıfları, bu yeni ekonomik sınıflar da yeni üretim şekillerini ortaya çıkardı. Birinci ve İkinci Dünya Savaşları sonrasında kapitalistleşmiş ve sanayileşmiş Batı ülkeleri, artık “kapitalizmin ve liberalizmin kabul edilir ve benzersiz bir sistem olduğu” güdüsü altında sosyalizmle Soğuk Savaş sürecine girdi. Soğuk Savaş sona erdikten sonra zafer kazandıklarını düşünen bu Batılı ülkeler, “uluslararası kapitalizmin ve uluslararası sermayenin geçerli olduğu” güdüsü ile yeni pazarlara büyük bir hevesle yayılma stratejisini uygulamaya başladılar. Dikkat edilirse, insanın doğayı hakimiyeti altına alma çabasıyla başlayan tarih; zamanla insanın diğer insanlara karşı bir üstünlük mücadelesine dönüşmüştür.
|
|
|
Yazan
: Evren ALTINKAŞ
|
|
|
Bu yazı dergimizin 57. sayisinda (KASIM 2006) yayinlanmis olup. Simdiye kadar 4541
kez okunmustur.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bitki çeşidi, botaniksel sınıflandırmada en son basamakta yer alır. Bitki âlemi (kingdom); bölüm (division), sınıf (classis), takım (ordo), familya (familia), cins (genus), tür (species) ve çeşide (variety) ayrılmıştır . Linnaeus ve diğer bilim adamlarının tasarladıkları sistemde, taksa (taxa) önemli bir rol oynamaktadır. Bu sistemde her daha yüksek takson, daha düşük taksayı içerir; yani bir takım bir veya daha fazla familyayı, bir familya birkaç cinsi, bir cins ise türleri ve bir tür de çeşitleri içermektedir .
Bitki çeşidi, ıslahçı hakkı düzenlemelerinde, bir veya birden fazla genotipin ortaya çıkardığı bazı özelliklerin kendini göstermesiyle tanımlanan ve aynı tür içindeki diğer genotiplerden en az bir tipik özelliği ile ayrılan ve değişmeksizin çoğaltılmaya uygunluğu bakımından bir birim olarak kabul edilen en küçük taksonomik kısım içerisinde yer alan bitki grubu, şeklinde tanımlanmıştır [Yeni Bitki Çeşitlerine Ait Islahçı Haklarının Korunmasına İlişkin Kanun (BitÇeşK) m.2/e, International Convention for the Protection of New Varieties of Plants (UPOV) m.1/vi, Community Plant Variety Rights (CPVR) m.5/2, Amerikan Plant Varieties Protection Act (PVPA) m. 2401/a (9)].
|
|
|
Yazan
: Mustafa TÜYSÜZ
|
|
|
Bu yazı dergimizin 57. sayisinda (KASIM 2006) yayinlanmis olup. Simdiye kadar 2399
kez okunmustur.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Anonim ortaklıklarda eşitlik ilkesi, pay sahipliği mevkilerinin maliklerine sağladığı haklar ve yükledikleri borçlar bakımından diğerleri ile aynı olması şeklinde ifade edilmektedir . Diğer bir deyişle aynı hukuki konumda olan pay sahipleri aynı nimete sahip ve aynı külfete tabi olmalıdırlar. TTK’da bu konuda bir hüküm bulunmamasına rağmen genel bir hukuk ilkesi olarak anonim ortaklıklar bakımından da geçerlidir . İlke kaynağını MK. m. 2’de yer alan dürüstlük kurallarından ve Tekinalp’in ifade ettiği gibi bu kuralların adaletten, güven yaratılmasından ve hakkaniyetten kaynaklanan yüksek değerli ideallerinde bulur . Ancak günümüzde “mutlak eşitlik” yerini “nispi eşitlik” ilkesine bırakmıştır . Nisbi eşitlikten kasıt, anonim ortaklığın, haklı, makul, objektif surette meşru sebepleri olmadıkça aynı şartlar altındaki pay sahipleri arasında ayırım ve farklılıklar yaratmamasını, pay sahibinin sahip olduğu payın itibari değeri ve ödeme tutarının yani oransallık ilkesinin esas alınarak keyfi ayırım yapılmaması, farklı şartların varlığının farklı işlemi gerekli kılmasıdır . Nispi eşitlik ilkesinin bir görünümü olan oransallık ilkesine göre, payın sağladığı haklardan yararlanmada ölçü olarak pay sahibinin sermayeye katılım oranı esas alınacaktır . Ekonomik koşullar sonucunda beliren yeni ihtiyaçların karşılanması amacıyla imtiyazlı pay kavramının gündeme gelmesi ile bu ilkeden dahi ayrılınmış payların bir kısmının, payın sağladığı haklardan sermayeye katılım oranına göre değil, bu orandan daha üstün bir şekilde yararlanabileceği öngörülmüştür . Pay sahiplerine farklı işlem yapılması bütün ortakların yararına olarak ortaklığın amacının gerçekleşmesinde zaruri ise veya farklı davranma meşru amaca ulaşmadaki gerçek vasıtalardan birini teşkil ediyorsa eşitlik ilkesinden ayrılmak mümkündür . Bu sınırlar çerçevesinde ortaklık tarafından uygulanan herhangi bir tasarrufun pay sahipleri açısından farklı ekonomik sonuçlar doğurması imkan dahilinde olup bu tasarrufu hukuka aykırı hale getirmeyecektir . Ancak böyle bir durumda eşitsizlik meşru bir gayeye ulaşmanın makul ve uygun aracı olmalıdır . Çünkü bu ilke, pay sahibine ortaklık menfaatleri ile doğrulanmamış, ortaklığın amacı açısından objektif ve orantılı olmayan her farklı işleme karşı çıkmak hakkını verir .
|
|
|
Yazan
: İlyas ÇELİKTAŞ
|
|
|
Bu yazı dergimizin 56. sayisinda (EKİM 2006) yayinlanmis olup. Simdiye kadar 1747
kez okunmustur.
|
|
|
|
|
|
|
Aile Konutu kavramı, 1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile Türk Hukukuna girmiş ve bugüne kadar mevcut olmayan önemli yenilikler getirilmiştir. Aile konutu ile ilgili olarak Türk Medeni Kanunu’nda altı önemli madde yer almaktadır. Bunlar, 194, 197, 240, 254, 255, 279, 652. maddelerdir. Bu maddeler arasında aile konutuna ilişkin en temel düzenleme 194. maddede yer almakta olup, Aile Hukuku kitabının evlenmenin genel hükümlerine ilişkin 3. bölümünde, “Aile Konutu” kenar başlığı altında düzenlenmiştir . Bu düzenlemeler, İsviçre Medeni Kanunu’nun aynı mahiyetteki hükümlerini karşılamaktadır.
|
|
|
Yazan
: Yusuf BÜYÜKAY
|
|
|
Bu yazı dergimizin 55. sayisinda (EYLÜL 2006) yayinlanmis olup. Simdiye kadar 14698
kez okunmustur.
|
|
|
|
|
|
Bulunan Sayfa(lar) :
1/ 2/ 3/ 4/ 5/ 6/ 7/ 8/ 9/ 10/ 11/ 12/ 13/ 14/ 15/ 16/ 17/ 18/ 19/ 20/ 21/ 22/ 23/ 24/ 25/ 26/ 27/ 28/ 29/ 30/ 31/ 32/ 33/ 34/ 35/ 36/ 37/ 38/ 39/ 40/ 41/ 42/ 43/ 44/ 45/ 46/ 47/ 48/ 49/ 50/ 51/ 52/ 53/ 54/ 55/
|
|
|